| hareketler yaparım | I do movements |
| hareketler yaparım | I do movements |
| son zamanlarda | lately |
| sorumluluk | responsibility |
| mide ağrısı (stamıkeyk) | stomachache (stamıkeyk) |
| Kocam Avustralya'da yaşamaya kararlı | My husband is determined to live in Australia |
| aslında olaylar üzücü | actually the events are sad |
| nerede yaşamak istediğine karar verdin mi | did you decide where you want to live |
| kafam karıştı | I am confused |
| Sıkılmasın diye birlikte işe gidiyoruz | we go to work together so she doesn't get bored |
| son zamanlarda | lately |
| İşim kocamın hayaliydi | My work was my husband's dream |
| Popüler olmaya başladı | It started to be popular |
| nasıl başarılı oldun | how did you become successful |
| beden dili | body language |
| gerginim | I am nervous |
| mobilyacı | Furnisher |
| en son ne zaman | when was the last time |
| anlam arayan insanlar | people searching for meaning |
| başarılı bir küçük işletmeyi tanımlayın | describe a successful small business |
| önermek | suggest |
| Aklım karışıksa | If my mind is mixed |
| tercih etmek | prefer |
| Yeni beceriler öğrenmek faydalıdır | It is useful to learn new skills |
| bir bak | have a Captain Cook (look) |
| ingilizce ortak bir dildir | english is a mutual language |
| sana nasıl fayda sağlayacak | how will it benefit you |
| hayatının geri kalanında | the rest of your life |
| ne seçerdin | what would you choose |
| cilt bakımı | skin care |
| konu, konu | subject, topic |
| Kütüphaneler sessiz | Libraries are quiet |
| seçmek | choose - pick |
| tanımlamak, açıklamak | describe |
| araba bozuldu | car is broken down |
| denge | balance |
| insanlar stresli görünüyor | people seem stressed |
| birkaç dakika sonra | a few moments later |
| son zamanlarda | lately |
| Gergin oluyorum | I get nervous |
| nerede bulunuyor | where is it located |
| tanımlamak | describe |
| banyo | bathroom |
| taşınmak ister misiniz | would you like to move |
| ilgi alanlarınız | your interests |
| mutfağa ilgim var | I am interested in kitchen |
| kendi kendime fotoğraf çekiyorum | I take pictures on my own |
| ERzurum'a hiç gitmedim | I have never been to Erzurum |
| Erzurum'u merak ediyorum | I wonder about Erzurum |
| Düşüncesiz insanlardan nefret ederim. | I hate thoughtless people |
| Bir keresinde İngilizce konuşabileceğimi hayal etmiştim | I once dreamt that I can speak english |
| Kahve bağımlısıyım | I am addicted to coffee |
| güneşin doğuşunu izledik | we watched the sunrise |
| nasıl rahatlarsın | how do you relax |
| rahat kıyafetler | comfortable clothes |
| Türkiye Kapadokya ile ünlüdür | turkey is famous for cappadocia |
| meraklı insanlar | people who are curious |
| saygısız insanları sevmem | I dont like people who are unrespectful |
| kurulum | setup |
| tembel gün | lazy day |
| Mutlu olduğumda kendimle en çok gurur duyuyorum | I am most proud of myself when I am happy |
| çocukluk anı | childhood memory |
| korkmak | afraid of - scared of |
| malzemeler kayboldu | the materials got lost |
| fark etmez | it doesn't matter |
| işi bitirir bitirmez | as soon as I finish work |
| ben naziğim | I am kind |
| bulmak zor | it is hard to find |
| Akıllıyım | I am smart |
| Başarılarımla gurur duyuyorum | I am proud of my achievements (eçivmınts) |
| Yaratıcılığımla gurur duyuyorum | I am proud of my creativity (kriyetiviti) |
| ailem destekleyici | my family is supportive |
| Piyangoyu kazanırsam | If I won the lottery |
| senin geleceğin | your future |
| karmaşık bir durum | it is complicated |
| bugün her zamanki gibi yoğun | today is busy as usual |
| memur | civil servant |
| Kahve yapmakla ilgileniyorum | I am interested in making coffee |
| İnsanların yeni düşüncelerini öğrenmeyi seviyorum | I like learning people'S new thoughts |
| insanları dinlemek önemlidir özellikle çocukları | listening to people is important especially children |
| ben yaratıcıyım | I am creative |
| bir haber hikayesi | a news story |
| ingilizcenizi Nasıl Geliştirirsiniz | how to improve your english |
| İngilizcenizi dinleyerek geliştirebilirsiniz | you can improve your english by listening |
| düdüklü | Pressure cooker |
| resmi daire | official office |
| hareketler yaparım | I do movements |
| Gurur duyuyorum | I am proud of |
| NASIL GÜVENİYORLAR? | HOW DO THEY TRUST |
| Şu anki işimde, tüm işlerden sorumluyum | In my current job, I am responsible for all of the work |
| İşim için ihtiyacım olan beceriler insanlarla konuşmak ve tasarlamak | The skills I need for my job are talking to people and designing |
| İşimde geliştirmek istediğim bir şey yeni programlar öğrenmek | One thing I would like to improve in my job is learning new programs |
| iç mimar | interior architect |
| Başarılı bir kariyer çok çalışmayı gerektirir . | A successful career requires(rikuayırs) working a lot. |
| karşılaştığım en büyük zorluk | the biggest challenge I face |
| mutfağım basit | my kitchen is simple |
| Tezgahın önünde bir pencere istiyorum. | I want a window in front of the counter |
| kübra büyük demektir | kübra means big |
