| ara sıra | sometimes |
| genellikle | generally |
| Spor salonunda asla kahve yapmam. | I never make coffee at the gym. |
| her zaman | always |
| Türk kahvesi yaparız. | We make Turkish coffee. |
| Her zaman Türk kahvesi yaparız. | We always make Turkish coffee. |
| Bazen Nescafe yaparız. | We sometimes make nescafe. |
| daha fazla | more |
| Öğle yemeğimi tek başıma yedim. | I had my lunch on my own. |
| örnek cümle | example sentence |
| Ben her zaman Ali ile kahve içerim. | I always drink coffee with Ali. |
| Kim televizyon izliyor? | Who is watching TV? |
| Hem öğrenci hem de aşçı. | He is both a student and a cook. |
| Onunla 20 yıl önce tanıştım. | I met him twenty years ago. |
| son kez | for the last time |
| Onu en son iki ay önce gördüm. | I saw him two months ago for the last time. |
| İki yıl önce mezun oldum. | I graduated two years ago. |
| 20 yıldır arkadaşız. | We are friends for twenty years. |
| Karabük'te hava kötü. | The weather is bad in Karabük. |
| ilk kez | for the first time |
| Karabük Üniversitesi'nden mezun oldum. | I graduated from Karabük University. |
| Bir şey düşürdün. | You dropped something. |
| Sen iyi misin? | Are you all right? |
| gerçekten erken | really early |
| Arkadaşım aşçı olarak çalışır. | My friend works as a cook. |
| mutfağın hakkında | about your kitchen |
| Yemek yapabilirim. | I can cook. |
| yalnız yaşıyorum. | I'm living alone. |
| gerçekten mi? | Really? |
| herkes bana sorar | everyone asks me |
| Bana soru sorma. | Don't ask me a question. |
| bu arada, yeri gelmişken | by the way |
| Tabaklar ve yemek | Dishes and food |
| Sen sağlıklısın. | You're healthy. |
| Ne tür bir çorba? | what kind of soup? |
| sadece | just |
| Sorma! | Don't ask! |
| Gelme! | Don't come! |
| Ne tür oyunlar oynarsın? | What kind of games do you play? |
| Her zaman geç yatarım. | I always go to bed late. |
| Ben her zaman pop müzik dinlerim. | I always listen to pop music. |
| İki yıl önce son kez pizza yedim. | I ate pizza 2 years ago for the last time. |
| Devam edin lütfen. | Continue please. |
| Bal yedim. | I ate honey. |
| Konuşmaya devam etmeliyim. | I should continue speaking. |
| Portakal suyu içmedim. | I didn't drink orange juice. |
| Londra'ya gidiyorum. | I am going to London. |
| spor salonumuz | our gym |
| Arkadaşlarımla takılacağız. | We will hang out with my friends. |
| (ders) Çalışmaya devam etmelisin. | You should continue studying. |
| Kız arkadaşlarımla takılacağım. | I'll hang out with my girlfriends. |
| Lezzetli tavuk pişirebilirim. | I can cook delicious chicken. |
| Et yedim. | I ate meat. |
| Bugün arkadaşlarımı görmedim. | I didn't see my friends today. |
| sabahleyin | in the morning |
| akşamleyin | in the evening |
| Bazen elli dakika egzersiz yaparım. | I sometimes do exercise for fifty minutes. |
| Genelde 50 dakika egzersiz yaparım. | I usually do exercise for fifty minutes. |
| Bazen evde yemek yaparım. | I sometimes cook at home. |
| Ben genellikle evde yemek yaparım. | I usually cook at home. |
| Her zaman evde yemek yaparım. | I always cook at home. |
| ara sıra, bazen | sometimes |
| Bugün bir şey dinledin mi? | Did you listen something today? |
| Bugün hiçbir şey dinlemedim. | I didn't listen anything today. |
