SEARCH
You are in browse mode. You must login to use MEMORY

   Log in to start

level: 23rd November

Questions and Answers List

level questions: 23rd November

QuestionAnswer
İnsan haklarını savundu.He advocated human rights.
İddianızı doğrulamanız gerekir.You need to verify your claim.
Öksürüp duruyor.He keeps coughing.
Hapşıryıp duruyorum.I keep sneezing.
tıbbi ihracatmedical exports
tıp uzmanlarımedical experts
Bu veriler bilimsel araştırmalara dayanmaktadır.This data is based on scientific research.
göstermekto demonstrate
kaynaklanmakto stem from
münhasıran, sadeceexclusively
şaşırtıcı zeka derinliğiastonishing depth of intelligence
Henüz ödevini bitirmedi.He is yet to finish his homework.
Henüz iflas etmedik.We are yet to go bankrupt.
zorlayıcı bir vaka.a compelling case.
sunulan verilerthe data offered
en azındanat least
bir iddiayı çürütmekto disprove a claim
bir iddiayı yeniden gözden geçirmekto reconsider a claim
Çocuklarıyla övündüler.They boasted their kids.
kiliseden özel ayrıcalıklarspecial privileges from the church
mevcut rejimlerexisting regimes
övünmekto boast
Açıkça bir hırsız olarak yeteneğiyle övünüyordu.He openly boasted of his skill as a burglar.
asiller ve soylularnobility and gentry
kayda değer heykellernotable statues
Bilimsel standartlar düşüktü.Scholarly standards were low.
Bilimsellik çoğu meslek için önemsizdi.Scholarship was irrelevant for most professions.
yakın ilişkiclose association
zengin ailelerin oğullarısons of rich families
alakasız sorularirrelevant questions
geçimini sağlamakto earn a livelihood
geçinmekto make a living
, diyelim ki, varsayalım ki, say,
bir beceri kazanmakto acquire a skill
Düşük yaşam standartlarıLow living standards
bir meslek için yetiştirmekto train for a profession
onaylamamakto disapprove
yakın arkadaşlarclose friends
ücretsizfree of charge
devlet yetkilileri onlara çeşitli haklar verdi.State authorities granted them various rights.
uyku kaybının etkisithe effect of sleep loss
Değişime maruz kalıyoruz.We are subject to change.
popüler kavram yanılgıları, yanılgılarpopular misconceptions
erkeklerde biraz daha fazlaslightly more in men
etkin bir şekilde çalışmakto function effectively
yanılgıfallacy
İnsanlar yaşlandıkça ...As people get older ...
Daha da zenginleşiyorlar.They get richer and richer.
Gittikçe fakirleşiyoruz.We are getting poorer and poorer.
Bu mutlaka anlamına gelmez ki ...It doesn't necessarily mean that ...
Bu illa ki de kötü olduğunuz anlamına gelmez.It doesn't necessarily mean that you are bad.
Verimliliği illa ki de azaltmaz.It doesn't necessarily reduce efficiency.
kaçınılmaz bir şekildeinvariably
fark edilir verimsizliknoticeable inefficiency
Ona övgüler yağdı.Praise was awarded to him.
bir şey yapmış olduğunu iddia etmekto claim to have done something
Kuzey Kutbu'na ulaşmakto reach the North Pole
ikisi de değil - hiç birineither of them
ikisi de sağlayamadıneither of them could provide
kesin kanıtdefinitive proof
Benim sözde zaferimmy supposed triumph
gerçek kutupthe true pole
havadan seferlerairborne expeditions
tartışmasız keşifundisputed expedition
Kar motorları ile Kuzey kutbuna ulaştık.We reached the North Pole on snowmobiles.
ton bir şeyde ısrar etmekton insist on something
bir iddiayı reddetmekto reject a claim
bazı ayrıntıları vermeyi reddetmekto refuse to hand over some details
fotoğraflar tutarlıydıthe photos were consistent
, bu arada,, meanwhile,
dolandırıcılık şüphelerisuspicions of fraud
O kabilenin tartışmasız şefi değil.He is not the undisputed chef of the tribe.
tartışmasız iddialarundisputed claims
kağıtları teslim etmekto hand over papers
Endişeliydi.He was worried.
kesin kanıtconclusive evidence
bir teklifi reddetmekto refuse an offer
tartışmalı kayıtlar - çelişkili kayıtlarcontroversial records
ikna edici olmayan kanıtunconvincing evidence
doğru olduğu kabul edildiit was recognised to be true
bazı tartışmasız kanıtlarsome undisputed evidence
yürüyerek, yaya olarakon foot
doğru verileraccurate data
bir şeyi yapmayı başarmakto succeed in doing something
bir şey yapmış olduğu iddia edilmekto be claimed to have done something
mevcut hedef, günümüzdeki amaçcurrent objective
birçok bilim adamımany scholars
birçok bilim adamının birione of many scholars
Bir çok kişi bunun pahalı olduğunu düşünüyor.Many think that this is expensive.
Bir çok kişi bunun pahalı olduğunu düşünüyor.Many people think that this is expensive.
önemli alanlardan birione of the major fields
İnsanların çoğu bunun pahalı olduğunu düşünüyor.Most of the people think that this is expensive.
rehber kitap olarak kalmakto be remain the guidebook
İki saat sürer.It lasts two hours.
danışma kitabıa book of consultation
ilaç sektörüpharmaceutical sector
ekinlerin yetiştirilmesicultivation of crops
Bundan oldukça eminim ki...I am pretty certain that ...
.... bırakın şunu yapmayı (şunu bile) ........ let alone ....
Bırakın İngilizce konuşmayı, Türkçe bile konuşamıyorum.Let alone speaking English, I can't even speak Turkish.