SEARCH
You are in browse mode. You must login to use MEMORY

   Log in to start

level: 22nd Jan

Questions and Answers List

level questions: 22nd Jan

QuestionAnswer
to look down on somethingküçük görmek
to rattleçıngırak vs gibi ses çıkarmak
to make a livinggeçinmek
to live on his wife's salarykarısının maaşıyla yaşamak
granthibe
Pride and PrejudiceGurur ve önyargı (Aşk ve gurur)
to featurebaşrolde oynatmak, öne çıkarmak
to entitlebaşlıklandırmak
entityvarlık, oluşum
to leadyol açmak
unleadedKurşunsuz
to be exposed to somethingbir şeye maruz kalmak
all inclusiveherşey dahil
bed and breakfast hotelsadece oda & kahvaltı servisi veren otel
so farşimdiye kadar
reliablegüvenilir
user friendlykullanıcı dostu
apartheidırk ayrımcılığı
to segregateayırmak
to advocatesavunmak
to be assassinatedsuikaste uğramak
destituteYoksul
A guiding principleyol gösterici bir ilke
Principalokul müdür
in the long termuzun vadede
law and orderkanun ve düzen, asayiş
on this day and agegünümüzde
bits and piecesufak tefek şeyler
crucialönemli
vitalhayati öneme sahip
indispensiblevazgeçilmez
possible useolası kullanım
probablemuhtemel
awarefarkında
a little/little - less - the leastaz / az - daha az - en az
Lestolmasın diye
to cover- to uncoverörtmek - ortaya çıkarmak
rough draftkaba taslak
to secretesalgılamak
imperviousşaka vs. kaldırmaz, geçimsiz (kişi) ü
compatibleuyumlu
I went past the grocery.Marketin yanından geçtim.
Go past the bus stop and turn left.Otobüs durağını geçip sola dön.
entrepreneurgirişimci
subsequentlysonradan, sonucunda olarak, akabinde
foundationvakıf
to be dedicated to doing somethingbir şey yapmaya adanmak
februaryşubat
januaryocak
octoberekim
novemberkasım
decemberaralık
charitable workhayır işleri
to implementuygulamak
to launch a projectbir proje başlatmak, uygulamaya koymak
to incorporatedahil etmek
to enhancegeliştirmek
to posesebep olmak, maruz bırakmak
to aggraveteağırlaştırmak
currentlyhalihazırda
accordinglybu minvalde, buna göre, bu hesaba katıldığında
the scale of the problemsorunun ölçeği, boyutu
some ten peopleyaklaşık on kişi
"Some" say that he is rich."Bazıları" onun zengin olduğunu söylüyor.
dementiabunaklık
to belittleküçümsemek
to look over sthhızlıca, üstünkörü bakmak, incelemek
hand in handel ele
warehouseAmbar
henhousekümes
load of eggsyumurta dolusu
lorrykamyon
plenty of tinbir çok bakır (maden)
net
spider webörümcek ağı
far-farther-the farthestuzak - daha uzak - en uzak
far-further-the furthestuzak - daha uzak - en uzak
hard-fastzor- zor bir şekilde - hızlı - hızlı bir şekilde
high speed trainyüksek hızlı tren
I'm doing well.İyi gidiyorum. iyiyim
to kneel downdiz çökmek
congregationdinsel toplantı
how to tie a tienasıl kravat bağlanır
firmlysıkıca
namelyyani
flurry of statementAçıklama telaşı
any - olumlu cümlelerdeherhangibir
she can't help crying.Ağlamadan edemiyor. (ağlamasının önüne geçemiyor.)
used to do something/ to be used to doing somethingbir şeyler yapardım/ bir şeyler yapmaya alışkın olmak
on time / in timetam zamanında / zamanından biraz önce
to arrive AT somewherebir yere varmak
inevitablyKaçınılmaz bir şekilde
She desperately wants to be a doctor.Doktor olmayı çok çok fazla istiyor.
to consist OF ten chapterson bölümden oluşmak
flamealev
fumeduman
to wipe outyok etmek, ortadan kaldırmak
to go overgözden geçirmek, tekrar etmek
raw meatçiğ et
crude oilham petrol