Beyza's Vocabulary
🇹🇷 » 🇬🇧
Learn English From Turkish
Learn English From Turkish
Practice Known Questions
Stay up to date with your due questions
Complete 5 questions to enable practice
Exams
Exam: Test your skills
Test your skills in exam mode
Learn New Questions
Manual Mode [BETA]
The course owner has not enabled manual mode
Beyza's Vocabulary - Leaderboard
Beyza's Vocabulary - Details
Levels:
Questions:
469 questions
| 🇹🇷 | 🇬🇧 |
| Yeni sorular eklemek | To add new questions |
| Dedikodu yapmak | To gossip |
| Bir makineyi çalıştırmak | To run a machine |
| Bir işletmeyi çalıştırmak | To run a business |
| Oyuncak ayı | A teddy bear |
| Bugün | Today |
| Bir şeyi dinlemek | To listen to something |
| Meyveler | Fruits |
| Ben kaçtım. (gittim) | I'm off. |
| Sevgilim | My darling |
| Sorun ne? | What's wrong? |
| Senin derdin ne? | What's wrong with you? |
| De, da, ayrıca | , too |
| Aşırı küçük | Too small |
| Benzer | Alike |
| Aynı | The same |
| Başka ne | What else |
| Sırt çantası | Backpack |
| Bir kemancı | A violin player |
| Sadece şaka yapıyorum | I'm just kidding. |
| Önemli bir şey değil. | It's not a big deal. |
| Cezalısın! | You are grounded! |
| Birine aşık olmak, birinden hoşlanmak | To have a crush on someone |
| Nefes | Breath |
| Varsayımsal durumlar | Hypothetical Situations |
| Geçmiş Pişmanlıklar | Past Regrets |
| Yapım aşamasında olmak | To be under construction |
| Yüzde 50 oranında | By 50 percent |
| Halattan kayma sporu | Zip-wiring |
| Tekerlekler | Wheels |
| Turist rehberi | A tourist guide |
| Empresyonist tablolar, izlenimci tablolar | Impressionist paintings |
| Her türlü şey | All kinds of things |
| Engebeli dağ yolları | Rough mountain tracks |
| Dik yollar | Steep tracks |
| Her neyse, | Anyway, |
| Halat | Rope |
| Vay! Üüüüüf! | Phew! |
| Tekne turuna çıkmak | To take a boat tour |
| Bu yılın sonuna kadar, (bir sefere mahsus) | By the end of this year, |
| Ben uyuyana kadar, (bir sefere mahsus) | By the time I go to sleep, |
| -e kadar (sürekli) | Until |
| Zamanında | On time |
| Keman çalmak | To play the violin |
| Psikolojik Danışma ve rehberlik | Psychological counseling and guidance |
| Tam olarak aynı | Exactly the same |
| Gömlek | Shirt |
| Soyunma odaları, değişim odaları | The changing rooms |
| Da orada | Over there |
| Yaylalar | Highlands |
| Bırakmak | To leave |
| Ne oldu, ne oldu? | What's the matter? |
| Davet etmek | To invite |
| Aniden | Suddenly |
| Evlenmek | To get married |
| Hazırlamak | To prepare |
| Akşam yemegi | Dinner |
| Çocuk, oğlan | Boy |
| Çimen | Grass |
| Ayna | Mirror |
| Aynada | In the mirror |
| Duvarın üzerindeki saat | The Clock on the wall |
| Kol saati | Watch |
| Tereddüt etmeyin! | Don't hesitate! |
| Anlamak | To understand - understood - understood |
| Birçok şey | Many things |
| Da oradaki | Over there |
| Güzel kız | Pretty girl |
| Tüm gün | All day |
| Market alışverişinemi gittin | Did you go grocery shopping? |
| Günlük | Diary |
| Hangi videoları izliyorsun | What videos do you watch |
| Kendinizi geliştirdiğinizi görebiliyor musunuz | Can you see yourself improving |
| Beni rahatsız eden 5 şey | 5 things that irritate me |
| Gereksiz konuşmak | Talk nonsense |
| Yanlız kalmak | Be alone |
| Gürültü | Noise |
| Aklına başka bir şey gelmiyor. | I can't think of anything else |
| Azimli | Determined |
| Seyahat etmeyi severim | I like to travel |
| Kötü olduğum 5 şey | 5 things I am bad at |
| Çok ortak noktamız var | We have a lot in common |
| Hayatta ulaşmak istediğin 5 hedef | 5 goals you want to reach in life |
| Karavanla tur | Tour with caravan |
| Keşfetmek | Explore |
| Umarım hedeflerinize ulaşırsınız | I hope you achieve your goals |
| Vakit geçirmek | Spend time |
| Birini mutlu etmek için bir şey yaptın mı? | Have you done anything to make someone happy? |
| Bayrak | Flag |
| Sincap | Squirrel |
| 2 yıl önce | 2 years ago |
| Dönme dolap | Ferris wheel |
| Hangi aleti seversin | Which ride do you like |
| Lunaparkta | At an amusement park |
| Gondol | Gondola |
| Aklıma bir şey gelmedi | I can't think of any |
| Uzun zaman oldu | It's been a while |
| Kitaplar yakılıyordu | Books were being burned |
| Kitapların öneminden bahsediyordu | Talking about the importance of books |